Pazartesi

Pardon, bakar mısınız? Sesinize hasret kaldım, benimle bir "Günaydın."ı paylaşır mısınız? Gözlerinizin gözlerime dokunuşunu özlemişim, susamışım gülüşünüze. Afedersiniz, sizi de işinizden alıkoydum ama benimle biraz daha kalmaz mıydınız?
Bir kahve, bir sigara, bir çay daha birlikte geçirilen dakikaları uzatırken aradaki mesafeyi kısaltır mı? Ah yoksa benimki nafile bir çaba mı? Özür dilerim, sizi de tutuyorum ama, nedense bunu yalnızca siz anlarsınız zannediyorum. Ille de siz diye tutturuşumda bunun payı büyük tabii, en az gözleriniz kadar. Gözleriniz bayım, benden sürekli kaçırdığınız gözleriniz. Sahi, neden, diyeceğim ama sizi sorularımla yormak istemem. Keza kendimi yeterince yordum. Pardon, ne diyordum? Bir şey demiyordum, sizi biraz daha oyalamaya çalışıyordum. Belki gitmezsiniz diye. Ah, o kadar özlemişim ki hayalinizi bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder