Perşembe

Bazen

Hani bazen o anki hislerin kaybolmasın istersin, bir şekilde kaydolsun. İnsanın kayıt tutma takıntısı mı desek, kaybetme korkusu mu? Bence bir şey demeyelim. Ama işte öyle anlar vardır ya kaydedemezsin. Bir fotogarftaki salak gülüşün bile anlatmaya yetmez o anki ruh halini, bırak kelimeleri. Bahar kokusunu, Beyoğlu sokaklarını, dostluğu kelimelerle anlatabilir misin? Peki ya sarhoşluğu? O zaman işte, anılara saklanırsın. Hatırlamaya ya da kaydetmeye çalışmayı bırakır, kalanların tadını çıkarırsın. Sonra gülümsersin, yıllarca ne zaman "Daha mutlu olamam." diye düşünsen her seferinde seni daha da mutlu eden o adamı düşünürsün. Bunu nasıl başardığını merak edersin. Tanrıya inanıp inanmadığı düşünmezsin o anda, yalnızca bütün benliğinle şükredersin. Her seferinde nasıl bu kadar çok sevgiyle dolup taşabildiğine, bir insanın nasıl bu kadar "senden" olabildiğine şaşırırsın. Koooocaman bir iyi ki gönderirsin gökyüzüne, tüm hayatının dörtte birini kapsayan. Bilirsin bu iyi ki ona da ulaşır.
Böyle, nasıl desem, bazen bir şeylere kelimelerle anlatılamayacak kadar çok anlam yüklersin ve bazen bir insanı
kelimelere dökemeyecek kadar çok seversin ya, öyle işte. Zaten anlatmaya gerek yok, o anlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder