Salı

"İnsanın geliştiği filan yok. Yalnız kusurlarına alışıyor o kadar."

  "Bu kadar az mutluluk için böylesine didinmek, bu kadar çalışmak olur mu? Bir avuç insan piyango sonucu mutlu olacak diye, milyonlarca kişi içinde mutluluk piyangosunu kazanacak birkaç kişi arasına girme ümidiyle böylesine öldürücü bir çaba gerekli mi?
   Bana gülecekler, benimle alay edecekler. İnsanlar, sizin de gülünecek duruma gelmenizi istiyorum. Herkes benim gibi bu duruma düşmekten korkmayacak kadar cesur olmalı. "


Her gün biraz daha t'uzak.

Pazartesi

+ Neresinden tutup sevinsem bilemedim.
- Tutmadan sevin ben öyle yaptım.

Salı

"Yetişemediğimiz için burdayız. Yetişebiliyor olsaydık burada olmazdık. Dışarıda başka şeyler yapıyor olurduk."

M.A.
İki noktadan geçirdiğin doğruyu üçüncü noktadan geçiremiyorsan sıkıntı vardır.

Pazar

"Çamurdan yaptığı bardağa bile bu kadar bağlanan insan sevgilisine nasıl bağlanmasın?"

Salı

Bazen öyle susuyoruz ki, sana da bir daha hiç konuşamayacakmışız gibi gelmiyor mu?

Cuma

İnsan, gerçeği kavradığı için utanıyor – işte gerçek önümüzde: Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.
sıkılıyorum
sıkılmak ne kelime
çıldırıyorum
-çıldırmak sözcüğünün de anlamını boşalttın Öykü-
ben hep
bugünlerde hep
yanık kokusu alıyorum.
yanık kokusunu kolonyalı mendille kapatmaya çalışıyorum.
-hani şu lokantalardan alıp, kullanmayıp cebe attıklarımızdan-
ucuz parfüm kokusu kaplıyor ortalığı
midem bulanıyor.
bugünlerde hep midem bulanıyor.
bir ara geçmişti
bana baktığında gözlerindeki o ışığı gördüğümde geçmişti
onu görmek
her şeye değmişti.

umutla bakmıştı bana, geleceğe bakar gibi
oturup sanattan, edebiyattan ve insanlardan bahsetmiştik
her zamanki şeylerden yani
birbirimizi anlayabiliyor olmanın verdiği mutlulukla birbirimizi yalnızca yine ikimizin anladığını bilmenin yaşattığı yalnızlık duygusu
birbirine karışmıştı
oturmuş insanlardan bahsediyorduk
dışarıda insanlar ölüyordu
daha beş dakika önce bir ölüm haberi daha gelmişti
biz oturmuş insanlardan bahsediyorduk
insanlık'tan
yapabileceklerimizden
bizi farklı yapan şeylerden ve bunların bir o kadar anlamsızlığından
dışarıda insanlar ölüyordu
biz can yücel'e kadeh kaldırıyorduk
düşünüyorduk
en azından denemez ama, en azından düşünüyorduk
inanıyorduk
yeryüzünde başka kimseye olmasa da, birbirimize inanıyorduk

çok içiyordu
kızamıyordum
biliyordum, tüm bunlara başka türlü katlanamazdı
ve zaten
ben ona kızamazdım.

bugün
sıkılıyorum
mızmızlanıyorum
o bana öğütler veriyor
hikayeler anlatıyor
kafama yeni soru işaretleri ekiyor
peki
ya yarın?
Aklımın bir parçası hep sende.

Perşembe

Sen benim sana anlattığım beni tanıdın, ben senin bana anlatmadığın seni.
Ben seni daha iyi tanıyorum.

Salı

çünkü insan yalnızken kat ettiği yollardan
ne zaman gelse yeni bir haber getirir.

E.C.
"Mutluluğum" fotografı.
Bir nevi günün otoportresi.
Seninle olmanın tuhaf yanı: Kendimi başrol oyuncusu sanıyordum, sonra seyirci oldum, aslında kuklaymışım.