Cuma

sıkılıyorum
sıkılmak ne kelime
çıldırıyorum
-çıldırmak sözcüğünün de anlamını boşalttın Öykü-
ben hep
bugünlerde hep
yanık kokusu alıyorum.
yanık kokusunu kolonyalı mendille kapatmaya çalışıyorum.
-hani şu lokantalardan alıp, kullanmayıp cebe attıklarımızdan-
ucuz parfüm kokusu kaplıyor ortalığı
midem bulanıyor.
bugünlerde hep midem bulanıyor.
bir ara geçmişti
bana baktığında gözlerindeki o ışığı gördüğümde geçmişti
onu görmek
her şeye değmişti.

umutla bakmıştı bana, geleceğe bakar gibi
oturup sanattan, edebiyattan ve insanlardan bahsetmiştik
her zamanki şeylerden yani
birbirimizi anlayabiliyor olmanın verdiği mutlulukla birbirimizi yalnızca yine ikimizin anladığını bilmenin yaşattığı yalnızlık duygusu
birbirine karışmıştı
oturmuş insanlardan bahsediyorduk
dışarıda insanlar ölüyordu
daha beş dakika önce bir ölüm haberi daha gelmişti
biz oturmuş insanlardan bahsediyorduk
insanlık'tan
yapabileceklerimizden
bizi farklı yapan şeylerden ve bunların bir o kadar anlamsızlığından
dışarıda insanlar ölüyordu
biz can yücel'e kadeh kaldırıyorduk
düşünüyorduk
en azından denemez ama, en azından düşünüyorduk
inanıyorduk
yeryüzünde başka kimseye olmasa da, birbirimize inanıyorduk

çok içiyordu
kızamıyordum
biliyordum, tüm bunlara başka türlü katlanamazdı
ve zaten
ben ona kızamazdım.

bugün
sıkılıyorum
mızmızlanıyorum
o bana öğütler veriyor
hikayeler anlatıyor
kafama yeni soru işaretleri ekiyor
peki
ya yarın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder