Pazartesi

Benim küçük bir problemim var. Güzel şeylere fazla çabuk alışıyorum. Herkes böyledir demeyin, bu kadarı normal değil. Neye mi? Saatler süren huzurlu öğlen kahvaltılarına mesela, sucuklu yumurtaya ve kekikli domatese, gözlerinin içi gülen insanlara, sevmeye ve şımartılmaya, susmadan saatlerce konuşmaya, vişne şarabına, daha bir sürü şeye, çok çabuk alışıyorum.
Cihangir'de kaybolmaya, bakkala girip "Biz acıktık." diyebilmeye ve bir yabancıya tüm içtenliğinle gülümsemeye, çakı İsveç'te midir İsviçre'de mi derken Edirne'ye uzanan hayaller kurmaya ve düşlerimde siyah benekli kırmızı bir vosvosa atlayıp bulutların arasından uçmaya... En çok ama en çok sevginin tanımını herkesten güzel yapan o yabancıya.
Yalnızca birkaç saat önce tanımadığın birini özleyebilir misin, ya da bir daha hiç görmeyeceğin birini ve onu gökyüzüne yolladığın uçan balonu sever gibi sevebilir misin? Sahi, bildiğin şiirleri bir kez daha İstiklal'in ara sokaklarından birindeki o yabancıdan dinleyebilecek misin ya da birlikte Can Yücel'le aynı hislerle sövebilecek misiniz hayata?
Çok tuhaf bence, gerçek değilmiş de, rüya görmüşüm gibi. Bu cümle tehlikeli, bu cümleyi ne zaman kursam uyanıyorum. Aslında uykuyu çok severim ben, uykuyu, uyanmayı, uyandığını fark etmeden yeniden uyumayı ve yeniden uyanmayı.
Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, her şeyi birbiriyle karıştırıyorum. Hiçbir şey anlamadığınızın farkındayım, sanırım bunu çok da umursamıyorum. Güzel şeylere çabuk alıştığımı söylemiş miydim? Bitmesin ve gitmeyeyim istiyorum, ya da döndüğümde play tuşuna yeniden basayım ve bıraktığım yerden başlasın her şey. Olur mu ? Döndüğümde çok kitap okumuş olurum belki, göbeğim erimiş olur, belki çok akıllı ve mantıklı bir insan olmuş olurum ya da ne bileyim, nirvana'ya ulaşmış olurum. Belki de yalnızca bir şeylerin kıymetini anlamış olurum.
Biliyorum çok büyütüyorum bazı şeyleri ve geri kalanları çok küçümsüyorum. Oradan bakınca böyle göründüğünü biliyorum, gerçek resmi size asla gösteremeyeceğimi de. -Belki de öyle bir şey yoktur.- Anlamadığınızı biliyorum, sorun değil, ben de anlamıyorum bazen. Farkımız: Ben birazcık anlamaya çalışıyorum.
Her şeyi anlatmaya çalışıp hiçbir şey anlatamamak bu sanırım.
Merak etmeyin ben de anlamadım.
İzninizle.




Öykü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder